Suriye’nin Bağımsızlığı ve Hatay’ın Türkiye’ye Verilmesi - Ali Kaçar
- Hasan Bakır

- 25 Mar 2022
- 2 dakikada okunur
Suriye'nin bağımsızlığa giden yolu ve Hatay'ın Türkiye'ye verilmesi. Ali Kaçar
Bağımsızlığa Giden Yol
Fransa egemenliğini devam ettirirken, 1925’le 1928 arası yoğun ayaklanmaların yaşandığı dönemdir. Binlerce masum insanın, Fransa tarafından katledildiği bir dönemdir. Tüm katliamlara rağmen bu eylemleri engelleyemeyince, bunun üzerine Fransa’nın yapmış olduğu şey halkın isteklerini kabul etmek olmuştur.
1928’den itibaren seçimlerin olması, o dönemde seçimlerle birlikte meclisin oluşması ve yeni bir anayasanın oluşturulması için bir gayretin olduğunu görüyoruz. Seçimler esnasında en güçlü ekip, daha önce de bahsettiğimiz gibi “Halk Cephesi” dir.
Meclis oluştuktan sonra meclisin başına Haşim el Attasi getiriliyor. Bunların oluşturmuş olduğu alt gruplarla yeni bir anayasa hazırlanmaya başlanılıyor. Fransa’nın manda rejimine son vermek ve Suriye’nin bütünlüğünü oluşturmak, bölünmez ve egemen bir ülke olarak varlığını devam ettirmek ve bu amaçla da özellikle başkentinin Şam olduğu ve devletin dininin İslam olduğu bir anayasa hazırlanır. Bu anayasa biraz önce de söylediğimiz gibi Fransa'nın egemenliğine, mandacılığına son veren bir anayasadır.
Tabi bu anayasa, o dönemde Fransa’nın işine gelmez, Fransa’nın o dönemde Suriye’de bulunan yüksek komiseri, parlamentoya şöyle bir talimatta bulunur; ya bu maddeleri değiştirin, kaldırın ya da Fransa’nın mandacılığının devam edeceğini belirten bir madde koyun. Suriye bunu kabul etmez ve kabul etmediği için o dönemler itibariyle Fransa, hazırlanan anayasayı kabul etmez. Anayasayı iptal eder ve meclisi fes eder.
1936 yılında Fransa’da bir seçim olur. Bu seçimde özellikle daha önceki hükümetten farklı olarak Liberal Sosyalist olarak bilinen Leon Blum’un başkanlığında bir hükümet kurulur. Kurulan hükümetin Suriye’ye bağımsızlık verme noktasında bir gayretin içerisine girdiklerini görüyoruz.
Yapılan görüşmeler sonucunda bir anlaşma imzalarlar. Bu anlaşma 1938 yılına kadar Fransa’ya, özellikle mandacılığının devam etmesi için bir takım haklar verilir. Yani savunma noktasında, üsler noktasında, havaalanlarını Fransa’ya vermek suretiyle ayrıcalıklar oluşturulur.
1938 yılına gelindiği zaman Fransa’da Blum hükümeti düşer, yeni gelen hükümet bu anlaşmayı kabul etmez ve Suriye’de ki meseleler tekrar başa döner. Yeni hükümet, Blum hükümetine göre Suriye’de ki egemenliğini daha katı bir şekilde devam ettirir.
Fransa, 1939 yılında azınlıklara haklar vererek devletçiklerin oluşturmaya çalışır. Artık yavaş yavaş İkinci Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin duyulmaya başladığı bir dönemdir o dönem. Hitler Almanya’sı o dönemde Fransa’nın egemenliğinde bulunan Suriye’yi ele geçirir. Fransa ve İngiltere ortak güç oluşturarak Almanya’nın üzerine yürürler. Sadece kendi güçleriyle değil aynı zamanda Arapların da yardım etmesiyle Almanya’yı, Suriye’den çıkarırlar ve dolayısıyla Suriye tekrardan Fransa’nın egemenliğine girer.
1941 yılına gelindiğinde İngiltere, Fransa’nın Suriye’den çekilmesini ister. Fransa bir şartla çekileceğini söyler; öyle bir anlaşma yapılsın ki Fransa’ya Suriye’de bazı ayrıcalıklar verilsin. Tabi bu kabul edilmez.
1944’ten sonra, İngiltere’nin, ABD’nin, SSCB’nin baskı yapması sonucu Fransa’nın şartlı anlaşması da kabul edilmeyince 17 Nisan 1946’da bütünüyle Suriye’yi terk etmek durumunda kalır. Fransa Suriye’yi terk ettiği zaman, artık Fransa’nın egemenliği kalmadı dolayısıyla Suriye bağımsızlığına kavuştu anlamına gelmiyor. Bu sefer İngiltere ve ABD arasında Suriye üzerinde yoğun bir rekabet başlar.
Hatay’ı Türkiye’ye Verilmesi
Birde 1939 yılında bahsedilmesi gerekilen bir şey daha vardır; Hatay’ın Türkiye’ye verilme durumu. Aslında 1936 yılından itibaren Türkiye Hatay’ın, tekrar BM’de görüşülmesini ister. BM, önce 1937’de bağımsız bir devlet haline getirir Hatayı. Ama daha sonra Fransa ile Türkiye arasında yapılan görüşmeler neticesinde Hatay, Türkiye’ye verilir.
Hatay’ın Türkiye’ye verilmiş olması, özellikle Suriye halkını çok yoğun bir şekilde eyleme yönlendirir. Çünkü Fransa’nın kendi milli haklarını, milli ayrıcalıklarını korumadığını düşünerek Fransa’ya karşı yoğun bir eylem başlatırlar.
Ali Kaçar








Yorumlar