Suriye'de Kral Faysal Dönemi ve Faysal'ın Suriye'den Çıkartılışı - Ali Kaçar
- Hasan Bakır
- 13 Mar 2022
- 3 dakikada okunur
Faysal başa gelir gelmez yapmış olduğu ilk iş, Osmanlı’nın izlerini bu topraklardan silmektir. Bu yüzden çok müdahale etmezler. Bunun içinde Arapça resmi dil haline getirilir, Suriye Üniversitesi’ne bağlı olarak hukuk fakültesi açılır, aynı zamanda da Arap Akademisi diye bir akademi kurarlar. Bunla da yetinmezler, ülkenin yönetileceği kuralları belirlemek üzere anayasanın hazırlanması için de bir komite oluşturulur. Bu komite çerçevesinde anayasa çalışmaları başlar, ancak Fransa ve İngiltere asla bunu kabul etmezler.
Suriye'de Kral Faysal Dönemi ve Faysal'ın Suriye'den Çıkartılışı - Ali Kaçar
Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra, 1919 yılında önce Şam ve civarı, emperyalist güçler tarafından işgal edilmişti. Çünkü Mondros Mütarekesi’nin yedinci maddesi gereği; emperyalist işgalci devletler kendileri için sıkıntılı gördükleri, kendilerine karşı ayaklanmaların olabileceği herhangi bir yeri işgal edebileceklerdi.
1919’a geldiğimizde önce Paris’te bir konferans yapılır. Bu konferansa yaklaşık 32 ülkenin temsilcileri katılır. Bunların içinde beş tane egemen devlet vardır, bunlar; Fransa, ABD, İngiltere, Japonya ve İtalya’dır. Bu ülkeler özellikle yapılan konferansta alınacak olan kararlar üzerinde söz sahibi ülkelerdir. Zaten dönemin süper ülkeleri de bunlardır.
1919’da bir araya geldikleri zaman, özellikle ABD başkanı Wilson'un prensipleri çerçevesinde; Milletler Cemiyeti’nin kurulmasına karar verilir. Milletler Cemiyeti’nin kurulmasının amacı, özellikle 1916’da bazı ülkeler arasında kabul edilen Sykes-Picot Anlaşması’nı yasallaştırmaktır.
1920 yılında San Remo’da yapılan toplantıyla birlikte, Milletler Cemiyeti’nin 22’nci maddesi gereğince; bağımsızlığına kavuşan veya Osmanlı’dan ayrılan devletçiklerin, kendilerini idare etme yeteneklerinin olmadığı için, bu idare etme yeteneklerini elde edinceye kadar bir başka devletin mandacılığına verilmesi kararlaştırılmıştı. Bu madde, San Remo’da resmileşmiş oldu.
Musul, Irak ve Filistin’in olduğu yerler İngiltere’ye; bugün Suriye olarak bilinen, Lübnan, İsrail’in şu an üzerine kurulduğu topraklar ve Ürdün’ün üzerine kurulduğu topraklar tamamen Fransa’ya verilmişti. Yani bu topraklar Suriye olarak anılmıyordu bu dönemlerde, Bilad-i Şam olarak anılıyordu.
Bu ayrışmadan önce Şerif Hüseyin’in oğlu olan Faysal, önce 1919 Ocak ayında Paris’teki görüşmelere katılmak için Paris’e gidiyor. Ancak Paris’e gittiği zaman kendisine göre bazı tekliflerde bulunuyor. Bu tekliflerden bir tanesi, özellikle Sina Yarımadası’ndan Toroslara kadar olan kısımda; bir Arap devletinin kurulması ve başına kendisinin getirilmesidir. Ancak o dönemde özellikle Fransa ve İngiltere, bu topraklar üzerinde birden fazla devletçiklerin kurulmasının sömürgeciliği kolaylaştıracağı düşüncesiyle bu teklifi kabul etmezler. Faysal yaptığı bütün görüşmelerden umutsuz bir şekilde, Nisan 1919 yılında Suriye’ye döner.
Fransa ve İngiltere’nin kendi aralarında yapmış olduğu anlaşmaya göre; İngiltere tamamen Suriye’den çekilecek ve o bölge Fransa’ya devredilecekti. Faysal, Fransa’da cumhurbaşkanı seçilecek olan kişiyle otururlar ve gizli bir anlaşma yaparlar. Bu anlaşmaya göre, Fransız danışmanlarının gözetimi altında Suriye diye bir devlet kurulacak, gevşek bir mandacılık oluşturulacak ve başında da Faysal olacak.
Bu anlamda gizli bir anlaşma yaparlar. Fakat Faysal Suriye’ye döndüğünde, Suriye Büyük Kongresi’nin kendi arasında yapmış olduğu toplantıda, bu anlaşmayı kabul etmezler. Mart ayında tekrardan yeni bir toplantı yapmak suretiyle; Suriye’nin, Lübnan’ın olduğu ve İsrail’in, Ürdün’ün üzerinde bulunduğu toprakları kapsayan bir devletin yani Büyük Suriye’nin kurulmasına karar verilir.
Tabi bu Fransa ve özelliklede İngiltere’nin işine gelmez. Ama Faysal başa gelir gelmez yapmış olduğu ilk iş, Osmanlı’nın izlerini bu topraklardan silmektir. Bu yüzden çok müdahale etmezler. Bunun içinde Arapça resmi dil haline getirilir, Suriye Üniversitesi’ne bağlı olarak hukuk fakültesi açılır, aynı zamanda da Arap Akademisi diye bir akademi kurarlar. Bunla da yetinmezler, ülkenin yönetileceği kuralları belirlemek üzere anayasanın hazırlanması için de bir komite oluşturulur. Bu komite çerçevesinde anayasa çalışmaları başlar, ancak Fransa ve İngiltere asla bunu kabul etmezler.
Fransa, bu topraklar kendisine bırakıldığı için hemen harekete geçer. Beyrut’ta bulunan ordusunu Şam üzerine gönderir. O dönem de Suriye’de çok güçlü bir ordu söz konusu değildi ve direnişte güçlü değildir. Dolayısıyla Faysal tacını, tahtını bırakıp kaçar ve İngiltere’ye sığınır.
Araştırmacı Yazar - Ali Kaçar
Yorumlar