top of page

Nightcrawler - 2014 Film Değerlendirmesi

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Bakır
    Hasan Bakır
  • 20 Ağu
  • 3 dakikada okunur
nightcrawler-2014-hasan-bakır

Film Hakkında


Nightcrawler, Dan Gilroy’un yönettiği 2014 yapımı Amerikan suç/gerilim filmidir. Film, Jake Gyllenhaal’ın canlandırdığı Lou Bloom karakteri üzerinden medya eleştirisi yapmaktadır. Medyanın reyting uğruna normal olayları geri plana atarak kan ve şiddetten beslenmesini eleştirir. Diğer yandan da aslında biz izleyicilerin bu tür içerikleri tüketerek daha fazla bu tarz içeriklerin ekranlarda yer almasına neden oluşundan bahseder. İnsanların, başkalarının hayatlarındaki acıları deneyimlemek adına yaptıkları seyir, bizi bu şiddet üretiminin bir parçası yapmaktadır.


Filmin Özeti


Normalde hırsızlık yapan Lou Bloom, kendini geliştireceği bir meslek grubunda olmak ister. Fakat hırsızlık geçmişinden ötürü kabul edilmez. Yolda giderken trafik kazasına yakından bakmak isterken, orada bulunan ajans çalışanlarıyla karşılaşır ve yapmak için yeni bir iş fikri edinir.


Çalmış olduğu bir bisikleti satarak kamera ve polis radyosu alır. Radyodan takip ettiği vakalara giderek mesleğe adım atar.


Çektiği görüntüleri satmak için bir haber kanalına giden Lou, ilk başta ilgi görmese de, görüntü içeriğinin reytingi artıracak şiddet ögelerine sahip olması üzerine, görüntü yayınlanmak için satın alınır.


Editöre içerikler hakkında sorular soran Lou, sürekli görüntülerin kanlı olması üzerinde durur. Editör ise, “Yayınladıklarımızı sana tarif edersem bu, sokakta boğazı kesilmiş bir kadın olurdu” der. Lou, kanlı ve şiddet ögelerini barındıran içeriklerin satılabildiğini anlaması üzerine sansasyonel olayların peşine düşer. Olayları daha rahat takip edebilmek için ise kendine bir yardımcı bulur.


Daha sansasyonel görüntüler elde etmek isteyen Lou, sınırları zorlar ve cinayet mahalline izinsiz girerek kurban ailenin özel görüntülerini kaydeder. Bundan sonra her cinayet ve kaza olayında şiddet ögelerini sansürsüz bir biçimde kaydederek ilgiyi canlı tutmaya çalışır. Elde ettiği gelirle aracını ve ekipmanlarını yeniler ve artık işlerini daha profesyonel yapmaktadır.


Lou, çekimini yaptığı bir kazada daha iyi görüntü alabilmek için yerde yatan cesedi araçların yanına sürükleyerek daha çarpıcı görüntüler elde eder. Olaylardaki kurbanlar, onun için bir objeye dönüşmüştür.


Lou, görüntüleri sattığı editöre ilgi duymaktadır. Bunu editöre söylediğinde ret cevabını alır. Bunun üzerine Lou, uzun zamandır reytinglerin düşük olduğunu ve kendi görüntüleri ile haber açılışlarını yapmakla kalmayıp, diğer haberlere oranla suç ve kaza olaylarının daha fazla süreyle yayında yer kapladığını söyler. Bu sayede reytingleri yukarı çektiğini belirterek, işini kaybetme korkusu taşıyan editöre şantaj yapar.


Lou, diğer ajanslarla rekabet halindedir ve tek başına çalıştığı için geri kalmaktadır. Karşısında ise birden fazla araca sahip olan ve aynı anda birçok haber takibini yapabilen bir ajans vardır. Bunun üzerine araçlarını sabote ederek onları saf dışı bırakır.


Lou, polislerden önce gittiği bir cinayet mahallinde artık bütün sınırları zorlar. İçeri girmeden katillerle karşılaşan Lou, onları kaydetmeyi başarmıştır. İçeri girdiğindeyse maktullerden biri hayatta olmasına rağmen Lou sadece görüntü kaydederek olay yerinden uzaklaşır. Daha sonra katilleri ve yaşayan kişi detayını kurguda çıkartarak görüntüyü kanala satar.


Katilleri ise polise yakalattırırken kaydetmek için kimliklerini tespit edip takip eder. Uygun bir mekânda polislere haber veren Lou, yardımcısının fazla para istemesinden ötürü gerilim yaşar. Polislerin olay yerine gelmesiyle birlikte Lou ve yardımcısı kendilerini bir aksiyonun içinde bulur. Kovalama sonucu suçluların aracı devrilir. Suçlulardan birinin hâlâ hayatta olduğunu gören Lou, yardımcısına yalan söyleyerek görüntü almasını söyler. Yardımcısı olay yerinde öldürülür ve denklemden çıkmış olur. Film sonunda Lou, artık ajansını genişletmiştir ve yeni çalışanlarla birlikte şiddetten ve kaostan beslenen medya sektörüne içerik üretmeye devam eder.


Değerlendirme


Nightcrawler, aslında bir suç-gerilim filmi olmanın yanında ciddi bir medya eleştirisi de barındırmaktadır. Medyanın daha fazla reyting kazanmak uğruna etik ilkeleri nasıl görmezden geldiğini Lou karakteri üzerinde çarpıcı bir şekilde anlatmaktadır.


Haber kanallarının aslında toplum yararını gözeterek yapması gereken yayınlar, artık izleyicinin ilgisini çekecek şekilde kanlı ve vahşet görüntülerine yer vermektedir. Bu ilgiyi canlı tutmak adına sürekli sansasyon arayışında olan medya kanalları birbirleriyle rekabet halindedir. Bu rekabet, Lou karakterinin giderek daha fazla etik dışı eylemlere yönelmesine neden olmaktadır.


Artık vahşetin kurbanları, onun için pazarda satılacak birer nesneye dönüşmüştür. İçerik ne kadar kanlıysa, alıcının ödeyeceği miktar da o kadar fazladır. Bu durum, medyanın reyting uğruna nasıl yozlaşabileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir.


Aslında film, sadece medyadaki yozlaşmayı değil, toplumdaki yozlaşmayı da ele almaktadır. İnsanlar, TV kanallarında veya diğer medya araçlarından sansürsüz şiddet videoları izleyerek başkalarının hayatlarındaki acıları deneyimleme fırsatı bulduğunu söylemek mümkündür. Peki, burada deniyimlenen şey gerçekten kurbanın duyguları mı yoksa failin duyguları mı?


Bu durum şiddet içerikli ürünlerin tüketilmesini artırdığı gibi, aynı şekilde bu gibi içeriklerin üretilmesini de teşvik etmektedir. Bir bakıma izler kitle tükettiği içeriğin belli oranda üreticisi konumuna gelmektedir. Nitekim Lou, kendi çektiği görüntülerin diğer haberlere göre daha fazla yer aldığını ve böylece reytingleri yukarı çıkardığını söyleyerek bu konuya değinmektedir.


Hasan Bakır

Ankara - 13.08.2025

Yorumlar


©2022, Hasan Bakır tarafından kurulmuştur.

bottom of page