top of page

Görme Biçimleri – John Berger

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Bakır
    Hasan Bakır
  • 14 Ağu
  • 2 dakikada okunur
john-berger-görme-biçimleri-hasan-bakır
Sanat bir zenginlik simgesidir; güzel yaşam demektir. Dünyanın zenginlere, güzellere sunduğu değerli nesnelerin bir parçasıdır.

john Berger, Görme Biçimleri adlı eserinde “Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler.” diyerek aslında bakmanın sadece fiziksel bir eylem olmadığını; içinde bulunduğumuz kültürel kodlar, inançlar, sosyal ve siyasi gerçekler tarafından şekillendiğini söylemektedir.


Kitapta imgelerin sadece estetik ya da görsel araçlar olmadığını, oluşturulduğu dönemin tarihini ve yaşantısını da taşıdığını belirtir. Bir sanat eserine bakarak onun içinde oluştuğu döneme de bakmış oluruz. Bir sanat eserinin yasaklanması, aynı zamanda o dönemin tarihinin de yasaklanması demektir.


Fakat dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Biz gördüğümüz şeyi inanç ve değer yargılarımıza göre anlamlandırdığımız gibi, sanatçı da kendi inanç ve değer yargıları çerçevesinde eserini ortaya koymaktadır. Sanatın kendisini bir manipülasyon olarak kabul edersek (gerçekliğe müdahale ederek yeniden üretme), mevcut zamanı da kendi dokunuşlarıyla aktarmaktadır. Yani bir sanat eserinde gördüğümüz tarih, sanatçının görüp kendi süzgecinden geçirerek bize anlattığı tarihtir.


Unutmamak gerekir ki bir eser, başka zihinlerde yeniden anlam kazanmaktadır. Sanatçı kendi düşün dünyasından aktardığı gibi, biz de o esere baktığımızda içinde bulunduğumuz sosyal ve siyasi olayların ile inançlarımızın etkisinde kalarak o eserde anlam arayışı içinde oluruz. Hatta bazen bu durum, eserin yapılış amacından saparak onun tam karşısına konumlandığı yeni bir hüviyet kazanabilir.


John Berger, “Kendi geçmişinden kopmuş bir halk ya da sınıf, seçmede ve eyleme geçmede tarih içinde kendi yerini bulmuş bir sınıf ya da halktan çok daha az özgürdür. İşte bunun için (tek neden de budur zaten) geçmişin tüm sanatı bugün siyasal bir sorun olarak karşımızdadır” der.


Bu noktada sanat ve tarih arasında çarpıcı bir bağ vardır. Geçmişle bağını koparmış bir toplum, bugünü anlamakta zorlanır ve diğerlerine göre daha az özgür olur. Bu nedenle geçmişin sanatı, bugün yalnızca estetik bir mesele değil, aynı zamanda siyasal bir sorundur. Sanatı anlamak, kendimizi tarih içindeki yerimizle birlikte anlamaktır.


John Berger, “Çıplak kadın resmi yapılıyordu çünkü çıplak kadına bakmaktan zevk duyuluyordu…” der. Kadınların orada bir açlığı gidermek için olduğunu ekleyerek, seyirci erkek kendisi için açılıp saçılan kadına bakarak hem cinsel bir tatmin yaşamakta hem de erkek egemenliğini hissetmektedir.


Buna bakarak aslında bugün kadına özgürlük diye sunulan teşhircilik, kadının beğenilme arzusunun kamçılanması yanında onu seyreden gözlerin kölesi yapmaktadır, diyebiliriz. Sopanın ucundaki havuç misali olan teşhircilik, kadını ataerkil sistemin prangalarından kurtaracağı imajı ile sunulsa da, kadını o sistemin tüketilebilir bir nesnesi haline getirmektedir.


Erkeklerin dünyasında kadın, hem gözlenen hem de kendini seyirlik bir nesne gibi sunmak zorunda kalan bir figüre dönüşmüştür. Aslında çıplak olmak giysisiz olmaktır ve insanlığın doğasında olan sıradan bir eylemdir. Anormal olansa çıplaklığın teşhir edilmesi ve bedenin seyirlik bir nesne gibi arz edilmesidir. Bu durum, seyredilen bedenin sürekli olarak tüketilmesi demektir. Bu yüzden tüketilen beden, kendini sürekli yeniden üretmek ve seyredilebilir halde kalmak zorundadır.


Berger, reklamlar üzerinden bu görme biçimlerinin güncel bir örneğini sunar. Reklamlar, insanların nesneleri arzulamasını sağlamakla kalmaz; aynı zamanda kıskançlık, rekabet, güzellik ve statü gibi toplumsal ilişkileri şekillendirir. Satın alınan her nesne, reklamın iddiasına göre, kişiyi daha mutlu ya da daha değerli yapacaktır. Oysa gerçekte bu nesneye para harcayan kişi ekonomik olarak yoksullaşır; fakat reklamın vaadiyle simgesel olarak zenginleştiğini hisseder.


Hasan Bakır

Ankara - 11.08.2025

Yorumlar


©2022, Hasan Bakır tarafından kurulmuştur.

bottom of page