top of page

Afganistan'ın Kısa Tarihi

  • Yazarın fotoğrafı: Hasan Bakır
    Hasan Bakır
  • 5 Ağu
  • 8 dakikada okunur

hasanbakir-afganistan-haritası
Afganistan Haritası

“Asya’nın kalbi” olarak anılan ve 652.000 km² yüzölçümüne sahip olan Afganistan, güneyinde Pakistan ve İran’a, kuzeyinde ise Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve Çin’e komşudur. Bulunduğu bu stratejik konumdan dolayı birçok işgalci gücün egemenlik kurmak istediği bir bölge hâline gelmiştir. Afganistan, tarih boyunca İngiltere (1839-1842, 1878-1880), Sovyet Rusya (1979-1989) ve ABD (2001-2021) gibi döneminin süper güçlerinin mücadele alanı olmuştur. Zorlu coğrafi ve iklim şartları, stratejik konumu, farklı birçok etnik ve mezhepsel yapıyı içinde barındırması ve bölgeyi ve dünyayı etkileyen örgütlerin ortaya çıkması sebebiyle, tarihten günümüze ilgi odağı olmuştur.


Coğrafi şartlar, ulaşım ve diğer iletişim ağlarının gelişmemiş olması, kırsal bölgelerde yaşayan halkların inançlarına ve kültürlerine olan bağlılığı, Afganistan’ın işgalini zorlaştırmıştır. Bu yüzden işgalci güçler, işgal ettiği bölgelerde çok fazla tutunamayarak geri çekilmek zorunda kalmış ve Afganistan’ın bir “imparatorluklar mezarlığı” olarak anılmasına neden olmuştur.


Etnik ve Dini-Mezhepsel Yapı


2021 yılı itibarıyla yaklaşık 38 milyon nüfusa sahip olduğu düşünülen Afganistan, Peştun, Beluç, Hazara, Tacik, Özbek, Aymak, Paşai, Pamiri, Türkmen ve Kırgız gibi birçok milletin birlikte yaşadığı bir coğrafyadır. Etnik gruplar içinde en kalabalık nüfusa sahip olan Peştunlar, genellikle Afganistan’ın güney bölgelerinde yaşamaktadır ve en etkili iki kabileleri Durrani ve Ghilzai’dir. Afganistan nüfusunun yaklaşık %70’i kırsal kesimlerde yaşarken, sadece %30’luk kısmı şehirlerde yaşamaktadır.


İmparatorluklar Mezarlığı


Afganistan; Asurlular, Medler, Ahameniş İmparatorluğu (Pers İmparatorluğu), İskitler, Makedon İmparatorluğu (Büyük İskender), Selevkoslar, Partlar, Kuşanlar, Akhunlar, Araplar, Saffâriler, Gazneliler, Selçuklular, Gurlular, Harezmşahlar, Moğollar, Kertler, Timurlular, Babürlüler, Özbekler, Safeviler ve Afşarlar gibi farklı medeniyetlerin hâkimiyetinde bulunmuş ve çatışma alanı olmuştur.


Safevilerin ve Babürlerin mücadeleleri ve Peştunların kendi aralarındaki çatışmalar, Peştunların askerî ve siyasî yeteneklerinin gelişmesine olanak tanımıştır. Uzun süren Safevi-Babür mücadelesi, her iki devletin de zayıflamasına neden olmuştur. Bu iki gücün zayıflamasından yararlanmak isteyen Ahmet Şah Durrani, Durrani kabilesinin liderlerini bir araya toplayarak 1747 yılında "Dürrani İmparatorluğu" veya "Afgan İmparatorluğu" olarak bilinen ilk Afgan devletini kurmuştur.


İngiliz-Afgan Savaşları


Rusya’nın Türkistan bölgesi üzerindeki işgalleri, İngiltere’nin Hindistan’daki kolonisinin güvenliği için bir tehdit oluşturuyordu. Bu durum, Afganistan’ı iki imparatorluk için de önemli bir tampon bölge hâline getiriyordu. Bu sırada, uzun süren taht mücadelelerinin ardından Dost Muhammed Han, Afganistan’ın liderliğini yapmaktaydı. Afganistan’da kendine bağlı bir ismi yönetime getirmek isteyen İngiltere, Şah Süca’yı Dost Muhammed’e karşı destekledi. Fakat Şah Süca’nın birlikleri Kabil’i ele geçiremeyip başarısız oldular. Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmek isteyen Dost Muhammed, İngilizleri tedirgin etmeye devam etti. Bunun üzerine İngiltere, Şah Süca’yı tahta çıkartmak için 1839 yılında Afganistan’ı işgal etmeye karar verdi. İngilizlerin Kabil’i işgal etmesiyle Şah Süca tahta çıkartıldı. Fakat işgal süresince Afganların şiddetli gerilla savaşları ve 1841’de Kabil’de patlak veren büyük bir ayaklanma, İngilizleri geri çekilmeye zorladı. 1842 yılında İngiltere, büyük kayıplar vererek Afganistan’dan çekilmek durumunda kalmıştır. Dost Muhammed Han tekrardan tahta çıkmıştır.


Dost Muhammed’in 1863 yılında ölümünden sonra, veliaht ilan ettiği oğlu Şir Ali tahta çıkmıştır. Şir Ali’nin hükümdarlığı sırasında taht mücadeleleri yaşanmış ve Şir Ali tahtan indirilmiştir. Süregelen mücadelelerin ardından Şir Ali, taht mücadelesini kazanarak tekrardan tahta çıkar. Bu dönemde Rusya, Türkistan bölgesi üzerindeki işgallerine devam etmektedir. Bu da Afganistan’ı İngiltere için daha önemli bir hâle getirmiştir. Bu süreç içerisinde İngilizler, Afganistan üzerine baskı uygulamayı gerekli gördüler. Şir Ali ile yaptığı görüşmelerde, Afganistan’ın stratejik bölgelerine askerî birlikler yerleştirmeyi ve kaleler inşa etmeyi teklif etti. Fakat bu teklif, Şir Ali tarafından reddedildi.


Şir Ali’nin Rus heyeti ile Kabil’de yaptığı görüşme, Rusya’ya yakınlaşma olarak görüldü ve 1878 yılında ikinci İngiliz işgali başladı. Afganlar büyük bir direniş gösterse de İngiliz işgal güçlerini durdurmakta başarılı olamamışlardır. Kabil’den Mezar-ı Şerif’e çekilen Şir Ali, 1879 yılında öldü. Yerine oğlu Yakup Han geçti. Yakup Han, İngilizlerle “Gandamak Antlaşması”nı imzalayarak teslim olmak durumunda kalmıştır. Bu antlaşmada, Afganistan’ın İngiliz temsilcilerini kabul etmesi ve bazı toprakların İngiltere’ye bırakılması yer alır. Gandamak Antlaşması, Afganistan’ın dış politikada bağımsızlığını kaybetmesine neden olmuş, ancak iç işlerinde bağımsız kalmasına izin vermiştir.


Bu antlaşma, Afganistan’da infiale neden olmuş ve halk ayaklanmıştır. İngilizlere karşı direniş başlatan halkın eğitimsiz olması ve yeterli teçhizata sahip olmaması, işgali bitirmek için yeterli olmamıştır. Fakat Afgan direnişinin uzun sürmesi ve İngiltere’de yapılan seçimler sonrası değişen hükümet, İngilizlerin Afganistan üzerindeki doğrudan kontrol etme siyasetini değiştirmiştir. Bunun yerine, İngiliz politikalarına uygun bir Afgan lider arayışına girdiler. İngilizlerin Abdurrahman Han ile yaptığı görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine İngilizler başka bir isim arayışına girmiştir. Bunun üzerine Abdurrahman Han, 20 Temmuz 1880’de Kabil’e gelmiş ve halk tarafından büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Hutbelerde adı emir olarak okutulmuştur. Bu durumu kabul eden İngiltere, Abdurrahman Han ile “Lyall Antlaşması”nı imzalayarak Kabil’i terk etmiştir.


Afganistan’ın bütünlüğünü sağlamaya çalışan Abdurrahman Han, 1901 yılında öldü ve yerine oğlu Habibullah tahta geçti. Abdurrahman Han, 1893 yılında Sir Mortimer Durand ile bugünkü Pakistan ve Afganistan sınırını çizen “Durand Hattı”nı belirlemiştir. Durand Hattı, Peştun ve Beluç aşiretlerini birbirinden ayırmış ve günümüze kadar Pakistan ile Afganistan arasında gerginliğe, zaman zaman da çatışmalara yol açmıştır.


Habibullah döneminde İngilizlerle iyi ilişkiler geliştirilmek istense de, İngilizlerin Afganlara danışmadan Ruslarla yapmış olduğu sınır antlaşmaları iki yönetim arasında gerginliğe neden olmuştur. Habibullah’ın 1919’da öldürülmesi üzerine, oğlu Emanullah Han tahta geçmiştir. Emanullah, kendisine karşı çıkan isyanları bastırdıktan sonra, İngilizlerin Afganistan üzerindeki hâkimiyetine son vermek için 1919 yılının Mayıs ayında İngiltere’ye savaş ilan ederek üçüncü Afgan-İngiliz savaşını başlatmış oldu. Emanullah’ın kuvvetleri, Durand Hattı’nı geçerek İngiliz Hindistanı’na saldırdı. İngilizler, hava bombardımanlarıyla Kabil’i ve Afganistan’ın birçok bölgesini bombaladı.


Yaşanan birçok çatışmanın ardından yapılan “Rawalpindi Antlaşması” ile İngiltere, Afganistan’ın bağımsızlığını tanıdı ve Afganistan dış ilişkilerinde bağımsız hâle geldi.


Emanullah Han dönemi, Afganistan'ın “modernleşme” ve bağımsızlık sürecinde önemli bir dönem olarak görülmektedir. Eğitim, ekonomi, hukuk ve sosyal alanlarda yaptığı reformlar, Afgan halkının inançlarıyla ve kültürleriyle çatışmaktaydı. Bu durum, yerel halkı ve din adamlarını rahatsız etti. Neticede çıkan isyanlar sonucu, 1929 yılında tahtan çekilerek İtalya’ya sürgüne gönderildi. Tahtan çekilen Emanullah’ın yerine Habibullah Kalakani geldi.


Sovyet Rusya’nın Afganistan İşgali


Afganistan’da devam eden iktidar mücadeleleri ve darbeler sonucu, 1978 yılında Nur Muhammed Terekî’nin başını çektiği darbe ile Sovyet yanlısı “Afganistan Demokratik Halk Partisi (ADHP)” başa gelmiştir. ADHP’nin yaptığı reformlar ve uyguladığı politikalar halkta huzursuzluğa neden oldu. Afgan toplumunda radikal değişiklikler yapmayı amaçlayan yasalardan biri müsadere yasasıdır. Bu yasa, büyük toprak sahiplerinden alınan mülklerin yeniden pay edilmesini içeriyordu. Bu ani ve radikal değişiklikler, toplumun kültürel ve dini yapısına tehdit olarak algılandı. Bu durum, karara karşı çıkanların ve hükûmetin baskılarına dayanamayanların İran ve Pakistan’a kaçmasına neden oldu. Bunun yanında parti içinde de şiddetli mücadeleler yaşanıyordu. Komünist hizip Perçem’in lideri Hafizullah Emin’in gerçekleştirdiği askeri darbe ile ADHP yönetimine son verildi. Kendisine yakın gördüğü ADHP’nin devrilmesini istemeyen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Aralık 1979 yılında Kızıl Ordu’yu Afganistan’a göndererek işgal sürecini başlatmış oldu. SSCB, Hafizullah Emin hükümetini devirerek yerine Babrak Karmal’ı getirdi. 1986’da ise Karmal’ın yerine Muhammed Necibullah getirildi.


SSCB işgali süresince adına “Mücahitler” denilen farklı gruplar ortaya çıktı. Bu gruplar ile Kızıl Ordu arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Mücahitler, çeşitli etnik gruplardan ve kabilelerden oluşan, ideolojik ve siyasi olarak farklı görüşlere sahip direnişçileri kapsıyordu. Kimi gruplar dini motivasyonlarla hareket ederken, bazıları ise daha çok ulusal bağımsızlık fikrine dayanıyordu. Bu dönemde, Pakistan ve ABD başta olmak üzere çeşitli ülkeler, Mücahitlere mali ve askeri destek sağladı. Bu dış yardımlar, direnişin sürdürülmesinde kritik bir rol oynadı. Ancak, bu destekler aynı zamanda Mücahit gruplar arasında rekabete ve bölünmelere de neden oldu.


Kızıl Ordu ise ileri teknolojiye ve güçlü askerî kapasiteye sahipti. Afganistan'ın zorlu coğrafyası, halkın direnişi ve gerilla savaşı taktikleri karşısında ağır kayıplar verdi. Batılı ülkelerin Mücahitlere vermiş olduğu “Stinger” tipi hava savunma silahları, Rus hava hâkimiyetine büyük zararlar vermiştir. Bu durum, direniş gruplarının hâkimiyet alanını genişletmesine olanak sağlamıştır.


Rus saldırıları, yalnızca askeri boyutta kalmayıp, Afgan halkının sosyal ve ekonomik yapısını da derinden etkilemiştir. Bu süreçte 1 milyondan fazla Afgan hayatını kaybederken, 3 milyona yakın insan yaralandı veya sakat kaldı. 5 milyon Afgan ise İran ve Pakistan’a göç etmek zorunda kaldı. Bu durumu, Sovyet Ordusunda generallik yapmış bir Afgan’a sorduğumuzda, büyük bir soğukkanlılıkla “savaşın neticesi” demişti. Fakat kendi oğlunun akıbetini anlatırken gözleri dolmuş ve sesi titremişti. Fidye için kaçırılan oğlu, fidyenin ödenmesine rağmen 5 kurşunla öldürülmüştü. General, titrek bir sesle faillerin ceza almadığından ve hâlâ gezebildiklerinden yakınıyordu.


Kızıl Ordu da bu savaşta ağır kayıplar vermiş ve birçok askeri aracı ya imha edilmiş ya da direniş gruplarının eline geçmiştir. Bugün bile Afganistan’ı gezerken Rusların bıraktığı birçok tank mezarlığına denk gelebilirsin. Savaşın getirmiş olduğu ekonomik yükü kaldıramayan Sovyetler, 15 Şubat 1989 yılında Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı. Bu durum Sovyetlerin dağılmasına neden olurken, Afganistan içinse yeni bir savaşın kapılarını aralamıştır.


Taliban’ın Kuruluşu


Sovyet işgali sonrası Sovyetlere karşı savaşan “mücahit gruplar” güç mücadelesi için birbiriyle savaşmaya başladılar. Bu durumdan rahatsız olan binlerce Afgan, Cuma namazı çıkışı sokaklara dökülerek “mücahit grupları” protesto ettiler. “Mücahit gruplar”, protestoculara tanklarla ateş ederek protestoları kanlı bir biçimde bastırdı.


Bu otorite boşluğundan ortaya çıkan silahlı çeteler, her sokak başında bir kontrol noktası kurmuştu. Kontrol noktalarından haraç vermeden geçmek neredeyse imkânsızdı. Bununla da kalmayıp erkek çocuklarına ve kadınlara tecavüz ediliyordu. Taliban iktidarında Pakistan Büyükelçiliği yapan Abdusselam Zaif bu durumu şu sözlerle aktarıyor: “Şah Baran ve adamları normalde yolcuları araçlardan çıkarır, sakallarını tıraş eder ya da oruçlarını bozdururdu. O zamanlarda genç erkek çocuklarını da alıkoyarlardı.” (Zaif, 2019:103)


Eski mücahit gruplar arasında yer alan medrese öğrencileri, yaptıkları istişare sonucu silahlı çetelerin işlemiş olduğu suçlara son verecek bir hareketin kurulması konusunda mutabık kaldılar. Hareketin genel komutanlığına ise Rus işgali döneminde bir gözünü kaybetmiş olan Molla Muhammed Ömer seçildi. Hareket, 1994 yılında Kandahar Sangisar’daki Beyaz Cami’de kuruluş toplantısını gerçekleştirerek varlığını ilan etti (Zaif, 2019:111). Taliban, Taliban ismini kullanmamıştır. Fakat halk, bu hareketin medrese kökenli olmasından ötürü Türkçe karşılığı “öğrenciler” olan Taliban adını kullanmıştır.


Taliban hareketi ilk olarak bir kontrol noktasına çatışmadan teslim olması için heyet gönderir fakat olumsuz geri dönüş sonrası kontrol noktasını boşaltmaları için 24 saat süre verilir ve süre bitiminde Taliban harekete geçerek kontrol noktasını ele geçirir. Ele geçirdikleri noktada tecavüze uğramış iki kadın cesediyle karşılaşmışlardır. Bu durum Taliban’ı ve halkı öfkelendirmiş ve halkın Taliban hakkındaki şüphelerini gidermesini sağlayarak Taliban’a destek vermesine neden olmuştur.


Taliban, düşmanlarının kaçarken yanında götüremedikleri birçok silahı da ele geçirerek gücünü artırmıştır. Kontrol altında bulundurduğu bölgelerde kurduğu şeriat mahkemeleri ile düzeni sağlayan Taliban hareketi, hedef bölgelerdeki halkın ve bazı silahlı yapıların desteğini alarak Kabil’e ilerlemiş ve Afganistan’da yönetimi ele geçirmiştir.


11 Eylül 2001 ve ABD İşgali


Taliban, 1996’da iktidara geldiğinde uluslararası kamuoyunu rahatsız edecek birçok karar aldı. Bunların en çok ses getireni, Afganistan’ın güneyinde Bamyan’da bulunan Buda Heykeli’nin yıkılması oldu. Taliban rejiminin yabancı savaşçılara ev sahipliği yapması; Çeçenistan, Doğu Türkistan gibi çatışma bölgelerinde İslami gruplardan taraf olması, ABD başta olmak üzere birçok ülkenin Taliban’a karşı cephe almasına neden oldu.


Taliban’ın bu tutumu, uluslararası kamuoyunun hem tepkisini çekmiş hem de Taliban’ı yalnızlaştırmıştır. Taliban’ın Durand Hattı’nı gündemine alması ve Şii Hazara’lara karşı tutumu da sınır komşusu olan Pakistan ve İran ile ilişkilerinin bozulmasına neden oldu.


Taliban rejiminin himayesinde bulunan El Kaide ve El Kaide’nin gerçekleştirdiği 11 Eylül 2001 saldırıları, bütün gözleri Afganistan’a çevirmiştir. İlk başlarda El Kaide ve Taliban tarafı bu saldırıları kabul etmese de ABD, bu eylemlerin baş sorumlusu olarak Usame Bin Ladin’i göstermekteydi ve Taliban’a; Ladin ve diğer suçluların teslim edilmesi için baskı yapmaya başlamıştır. Molla Muhammed Ömer liderliğindeki Taliban, bu istekleri kabul etmemiştir. Bunun karşılığında ABD ve Koalisyon (NATO) güçleri, 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan’ı işgale başladı. Taliban’a karşı çatışma halinde olan Kuzey İttifakı’nın desteğiyle birlikte Taliban, hızlı bir mağlubiyetle elinde tuttuğu bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır.


Taliban ve El Kaide militanları, Pakistan’ın kabile bölgelerinde toplanarak tekrardan güç toplamaya başlamıştır. Taliban, Pakistan ve Afganistan’da Koalisyon güçlerinin ikmal hatlarına saldırılar düzenlemiş ve Afganistan içinde NATO üslerine ve yerel güçlere karşı yürütülen gerilla savaşıyla birlikte Taliban tekrardan Afganistan’da etkinliğini artırmıştır.


İşgalle birlikte gelen ABD destekli Afgan hükümeti, Kabil dışında etkinliğini artıramamış, iç güvenliği sağlayamamış ve yolsuzlukları engelleyememiştir. Bu yüzden Afganistan’ın güney kısımları başta olmak üzere yerel halk Taliban’a olan desteğini sürdürdü. ABD, Afganistan’da kalma süresinin uzamasına ve harcamalarının artmasına rağmen Taliban’ın ilerleyişi engellenememiştir. Bunun sonucunda Katar’ın başkenti Doha’da ABD ve Taliban arasında gerçekleştirilen görüşmeler sonucu ABD, Afganistan’dan kademeli olarak çekilmeye başlamıştır. Bu geri çekilme ile birlikte Taliban, beş gün içerisinde Kabil’i ele geçirdi. 30 Ağustos 2021’de son ABD askerinin de Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte 20 yıllık süren ve ABD’nin en uzun savaşı olan Afganistan işgali son bulmuştur.


hasanbakir-afganistan-kabil-taliban
Kabil Fatihi Selahaddin Eyyubi

Kaynakça

Zaif, A. (2019), Talibanla Geçen Hayatım, İstanbul; Kuda Kitap


Şahzad, S.S. (2014), El-Kaide ve Taliban’ın İçinde, İstanbul; Küresel Kitap


Mepanews, Asya’nın Kalbi: Afganistan Dosyası, 12 Mart 2023 tarihinde https://www.mepanews.com/asyanin-kalbi-afganistan-dosyasi-43175h.htm adresinden alındı.


Vikipedi, Afganistan Savaşı (2001-2020), 12 Mart 2023 tarihinde https://tr.wikipedia.org/wiki/Afganistan_Sava%C5%9F%C4%B1_(2001-2021) adresinden alındı.


Vikipedi, II. İngiliz-Afgan Savaşı, 19 Mart 2023 tarihinde https://tr.wikipedia.org/wiki/II._%C4%B0ngiliz-Afgan_Sava%C5%9F%C4%B1 adresinden alındı.


Vikipedi, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a Müdahalesi, 19 Mart 2023 tarihinde https://tr.wikipedia.org/wiki/Sovyetler_Birli%C4%9Fi%27nin_Afganistan%27a_m%C3%BCdahalesi adresinden alındı.


Aslan, M., & Erdağ, R. (2022). Yüz Yıllık Kriz: Afganistan. SETA Yayınları.


Şahsi, Resul. (2022). “Afganistan”. Asya Araştırmaları Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi.


Anadolu Ajansı, “Sovyet işgali Afganistan’da derin izler bıraktı” 11 Ocak 2025 tarihinde https://www.aa.com.tr/tr/dunya/sovyet-isgali-afganistanda-derin-izler-birakti/1392109?utm_source=chatgpt.com adlı adresten alındı.


İHH, “27 Aralık: Sovyetlerin Afganistan’ı İşgali” 11 Ocak 2025 tarihinde https://ihh.org.tr/haber/27-aralik-sovyetlerin-afganistani-isgali-1529?utm_source=chatgpt.com adlı adresten alındı.

Yorumlar


©2022, Hasan Bakır tarafından kurulmuştur.

bottom of page